Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Afrika açılımının bir başarı hikayesi olduğunu, dünyada büyük bir takdir ve örnek bir strateji olarak ele alındığını söyledi. Afrika’da 2005’de 12 olan büyükelçilik sayısının bugün itibariyle 34’e çıktığını kaydeden Davutoğlu, “25 ticaret müşavirliğimiz, 9 TİKA koordinatörlüğü var. 23 Afrika ülkesi ile karma ekonomik koordinasyon oluşturduk. 4 ülke ile serbest ticaret anlaşması yaptık inşallah bunu bütün Afrika’ya yayacağız. Bütün Afrika’yı Türk girişimciler için serbest ticaret alanı yapmaya kararlıyız.” diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Afrika Stratejileri Sektörel Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Toplantıya Davutoğlu’nun yanı sıra Afrika’da görev yapan büyükelçiler ve sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı. Sheraton Otel’de düzenlenen toplantının açılışında konuşan Davutoğlu, toplantının Türkiye’nin son 10 yıldaki en önemli açılımlarının yapıldığı Afrika’nın ele alındığını söyledi.
Son 10 yılda Afrika’da en fazla varlığını gösteren ülkeler sıralamasına bakıldığında Türkiye’nin Brezilya, Hindistan ve Çin ile birlikte ilk 4 ülke içinde yer aldığını belirten Davutoğlu, “Hatta diğer ülkelerin açılımları daha eskiye dayandığı için son 5 yılda 2008 yılından bu yana Afrika’da en fazla mevcudiyet gösteren ülke Türkiye olmuştur ve bununla gurur duymalıyız. Afrika neden önemli neden bu açılımları geliştirdik ve bütün kurumlarla harekete geçtik. Afrika 30 milyon kilometrekarelik alanı ile dünyanın ikinci büyük kıtası. Zengin doğal kaynakları ve insan gücü var. Emek yoğun genç ve artan bir nüfusu var. Hızlı kentleşmeye ihtiyaçları var. Kalkınmanın ilk aşamasında oldukları için olağanüstü bir altyapı ihtiyaçları var.” dedi.
Türkiye’nin Afrika açılımının bir başarı hikayesi olduğunu, dünyada büyük bir takdir ve örnek bir strateji olarak ele alındığını anlatan Davutoğlu, “Bu stratejinin anayasası için 3 boyuta dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Birincisi bu açılımın felsefesi, ikincisi yöntemi ve üçüncüsü stratejisi. Türkiye’nin diğer ülkelerle kıyaslandığında Afrika açılımının felsefesindeki en önemli unsur bu açılımın sadece bir ulus devletin kendi stratejik gelecek perspektifi ile ilgili çıkarlarını korumak ve geliştirmek için değil. Aksine insani boyutu ekonomik ve siyasi boyutu kadar önemlidir. Geçen yılki büyükelçiler konferansının konusu insani diplomasiydi. Orada Türkiye’nin 2005 yılında başlattığı Afrika açılım stratejisi ve eylem planında göz önünde tuttuğu yaklaşım bu açılımın dayandığı felsefi yaklaşımdır. Afrika insanı ile kaderinizi paylaşmadan onlarla birlikte bir gelecek perspektifi geliştirmeden yapacağınız her ekonomik ve siyasi atılım orada çok olumsuz çağrışımları da beraberinde getirir. Bugün Afrika’da açılan her büyükelçiliğimiz, her işadamamız her sivil toplum kuruluşumuz ve TİKA’mız hep bu insani diplomasi özelinde faaliyetleri yaptı. Açılımımızın en önemli kuruluşlarından biri TİKA’dır. Afrikalı kardeşlerimize şunu demek istedik biz Afrika’ya geliyoruz sadece ulusal stratejimiz ve ekonomimizi geliştirmek ve siyasi ağırlığımızı ortaya koymak için değil sizlerin derdinizle dertlenmek ve kalkınma projelerinizde her türlü teknik yardımı yapmak, herhangi bir sıkıntı ile kıtlıkla açlıkla karşılaştığınızda sizinle bu kaderi paylaşmak için geliyoruz.” şeklinde konuştu.
2,5 MİLYAR DOLARLIK DIŞ YARDIMIMIZIN 750 MİLYON DOLARINI AFRİKA’YA YAPTIK
1991’de daha çok Orta Asya’ya dönük olarak ve Balkanlara yönelik olarak kurulan TİKA’nın son 10 yılda coğrafi alanını genişleterek Afrika’da da önemli bir etkinlik gösterdiğini kaydeden Davutoğlu, “TİKA’ya bu nedenle büyük bir teşekkür borçluyuz. Şu anda 9 TİKA koordinatörlüğü bütün Afrika’da faaliyet gösteriyor. Hangi Afrikalı dışişleri bakanı ile konuşsam ilk talep ettikleri şeylerden biri TİKA ve THY’nin uçuşları. TİKA’nın merkezi konumda bulunması bir anlamda Afrika’ya insani diplomasi ile açıldığımızın göstergesi. 750 milyon dolar dış yardım yaptık son yıllarda Afrika’ya. Toplam dış yardımımız 2,5 milyar dolar. Başta Somali olmak üzere birçok Afrika ülkesinde TİKA bir marka halinde insanların yardımına koşan ve omuz omuza insanlarla çalışan önemli bir kurum.” diye konuştu.
Özü ve muhtevası insani diplomasi olan ve bu insani diplomasinden dışarı doğru gidildiğinde kültürel, ekonomik ve özel sektör diplomasisi ile diğer bütün alanlarda kuşatıcı bir yaklaşım sergilendiğini hatırlatan Davutoğlu şunları söyledi: “Afrikalı bize baktığında kardeşlerini görecek. Oraya bir takım kaynaklar aktarmak üzere gelen fırsatçıları değil kardeşlerini görecekler. O kardeşlik bilinci öylesine inşa edeceğiz ki bizden sonraki nesiller Afrika’ya gittiklerinde sizin dedeleriniz bize zor zamanımızda şu yardımla geldiler diye destansı bir şekilde bahsedecekler. Bugün Somali efsanesi gerçek anlamda tüm devlet kurumları ve sivil toplum örgütlerimiz ile gerçekleştirdiğimiz bir başarı efsanesidir. Afrika’daki Türk imajını olağanüstü değiştirmiştir. Dünyadaki Türk imajını değiştirmiştir. Eğer milyarlarca dolarlık bir kamu diplomasisi faaliyeti ve lobisi yapmış olsaydık emin olunuz Somali’deki insani yardımlar üzerinden elde ettiğimiz pozitif imajı pozitif algıyı elde etmemiz mümkün olmazdı. Afrika açılımımızın bu felsefi özünü muhafaza edeceğiz. Bu felsefi öz ayrı zamanda bizin kültürümüzün ve bizim medeniyetimizin insani özüdür bunu hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz.”
2005’DE 12 OLAN BÜYÜKELÇİLİK SAYIMIZ BUGÜN İTİBARİYLE 34’E YÜKSELDİ
Afrika’da 2005’de 12 olan büyükelçilik sayısının bugün itibariyle 34’e çıktığını vurgulayan Davutoğlu konuşmasına şu sözlerle devam etti; “O zaman bizi eksen kayması ile suçlayanlara dönüp 8 yıl içinde hazırlıklar tamamlandı ve 4-5 yıl içinde 22 büyükelçiliği açacağız deseydik bugün bize hitaben bizim haddimize mi diyen zihniyet o zamanda 'nasıl açacağız bu bizim haddimize mi' diye soracaktı. 'Niçin başkalarını rahatsız edeceğiz Afrika’da' diye soracaklardı. 4-5 yılda 22 büyükelçilik açacağımıza inanamayacaklardı. Açtık. 2008 yılında Afrika birinci zirvesi yapıldığında 12 büyükelçiliğimiz vardı. Bugün 5 yıl sonra 34 büyükelçiliğimiz var. Kendine güvenmeyenlerin zihinlerinin bile alamayacağı bir gelişme bununla yetinmedik. 25 ticaret müşavirliğimiz var. 9 TİKA koordinatörlüğü var. 23 Afrika ülkesi ile karma ekonomik koordinasyon oluşturduk. 4 ülke ile serbest ticaret anlaşması yaptık inşallah bunu bütün Afrika’ya yayacağız. Bütün Afrika’yı Türk girişimciler için serbest ticaret alanı yapmaya kararlıyız. 10 ülke ile yatırımları karşılıklı destekleme anlaşması, 17 ülke ile iş konseyi kuruldu ve en önemlilerinden birini söylüyorum 35 noktada THY’nin uçuşu var. Dışişleri Bakanlığı planlamayı yapar ve hükümetimiz bu planlamayı onaylar. Başbakanımız talimatı verir, 34 büyükelçiliğe çıkarız. 22 yeni büyükelçilik açarız. Ekonomi Bakanlığımız 25 ticaret müşavirliği açar. Hukuki altyapısında eksiklik neyse bütün ülkelerle oturup bunu tamamlarız. Afrikalı muhataplarımızla bakanlarla oturduğumuzda anlaşmalarda neler eksik, iş adamaları gittiğinde hangi hukuki garantilerle oraya gidecek.”
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Afrika Stratejileri Sektörel Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Toplantıya Davutoğlu’nun yanı sıra Afrika’da görev yapan büyükelçiler ve sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı. Sheraton Otel’de düzenlenen toplantının açılışında konuşan Davutoğlu, toplantının Türkiye’nin son 10 yıldaki en önemli açılımlarının yapıldığı Afrika’nın ele alındığını söyledi.
Son 10 yılda Afrika’da en fazla varlığını gösteren ülkeler sıralamasına bakıldığında Türkiye’nin Brezilya, Hindistan ve Çin ile birlikte ilk 4 ülke içinde yer aldığını belirten Davutoğlu, “Hatta diğer ülkelerin açılımları daha eskiye dayandığı için son 5 yılda 2008 yılından bu yana Afrika’da en fazla mevcudiyet gösteren ülke Türkiye olmuştur ve bununla gurur duymalıyız. Afrika neden önemli neden bu açılımları geliştirdik ve bütün kurumlarla harekete geçtik. Afrika 30 milyon kilometrekarelik alanı ile dünyanın ikinci büyük kıtası. Zengin doğal kaynakları ve insan gücü var. Emek yoğun genç ve artan bir nüfusu var. Hızlı kentleşmeye ihtiyaçları var. Kalkınmanın ilk aşamasında oldukları için olağanüstü bir altyapı ihtiyaçları var.” dedi.
Türkiye’nin Afrika açılımının bir başarı hikayesi olduğunu, dünyada büyük bir takdir ve örnek bir strateji olarak ele alındığını anlatan Davutoğlu, “Bu stratejinin anayasası için 3 boyuta dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Birincisi bu açılımın felsefesi, ikincisi yöntemi ve üçüncüsü stratejisi. Türkiye’nin diğer ülkelerle kıyaslandığında Afrika açılımının felsefesindeki en önemli unsur bu açılımın sadece bir ulus devletin kendi stratejik gelecek perspektifi ile ilgili çıkarlarını korumak ve geliştirmek için değil. Aksine insani boyutu ekonomik ve siyasi boyutu kadar önemlidir. Geçen yılki büyükelçiler konferansının konusu insani diplomasiydi. Orada Türkiye’nin 2005 yılında başlattığı Afrika açılım stratejisi ve eylem planında göz önünde tuttuğu yaklaşım bu açılımın dayandığı felsefi yaklaşımdır. Afrika insanı ile kaderinizi paylaşmadan onlarla birlikte bir gelecek perspektifi geliştirmeden yapacağınız her ekonomik ve siyasi atılım orada çok olumsuz çağrışımları da beraberinde getirir. Bugün Afrika’da açılan her büyükelçiliğimiz, her işadamamız her sivil toplum kuruluşumuz ve TİKA’mız hep bu insani diplomasi özelinde faaliyetleri yaptı. Açılımımızın en önemli kuruluşlarından biri TİKA’dır. Afrikalı kardeşlerimize şunu demek istedik biz Afrika’ya geliyoruz sadece ulusal stratejimiz ve ekonomimizi geliştirmek ve siyasi ağırlığımızı ortaya koymak için değil sizlerin derdinizle dertlenmek ve kalkınma projelerinizde her türlü teknik yardımı yapmak, herhangi bir sıkıntı ile kıtlıkla açlıkla karşılaştığınızda sizinle bu kaderi paylaşmak için geliyoruz.” şeklinde konuştu.
2,5 MİLYAR DOLARLIK DIŞ YARDIMIMIZIN 750 MİLYON DOLARINI AFRİKA’YA YAPTIK
1991’de daha çok Orta Asya’ya dönük olarak ve Balkanlara yönelik olarak kurulan TİKA’nın son 10 yılda coğrafi alanını genişleterek Afrika’da da önemli bir etkinlik gösterdiğini kaydeden Davutoğlu, “TİKA’ya bu nedenle büyük bir teşekkür borçluyuz. Şu anda 9 TİKA koordinatörlüğü bütün Afrika’da faaliyet gösteriyor. Hangi Afrikalı dışişleri bakanı ile konuşsam ilk talep ettikleri şeylerden biri TİKA ve THY’nin uçuşları. TİKA’nın merkezi konumda bulunması bir anlamda Afrika’ya insani diplomasi ile açıldığımızın göstergesi. 750 milyon dolar dış yardım yaptık son yıllarda Afrika’ya. Toplam dış yardımımız 2,5 milyar dolar. Başta Somali olmak üzere birçok Afrika ülkesinde TİKA bir marka halinde insanların yardımına koşan ve omuz omuza insanlarla çalışan önemli bir kurum.” diye konuştu.
Özü ve muhtevası insani diplomasi olan ve bu insani diplomasinden dışarı doğru gidildiğinde kültürel, ekonomik ve özel sektör diplomasisi ile diğer bütün alanlarda kuşatıcı bir yaklaşım sergilendiğini hatırlatan Davutoğlu şunları söyledi: “Afrikalı bize baktığında kardeşlerini görecek. Oraya bir takım kaynaklar aktarmak üzere gelen fırsatçıları değil kardeşlerini görecekler. O kardeşlik bilinci öylesine inşa edeceğiz ki bizden sonraki nesiller Afrika’ya gittiklerinde sizin dedeleriniz bize zor zamanımızda şu yardımla geldiler diye destansı bir şekilde bahsedecekler. Bugün Somali efsanesi gerçek anlamda tüm devlet kurumları ve sivil toplum örgütlerimiz ile gerçekleştirdiğimiz bir başarı efsanesidir. Afrika’daki Türk imajını olağanüstü değiştirmiştir. Dünyadaki Türk imajını değiştirmiştir. Eğer milyarlarca dolarlık bir kamu diplomasisi faaliyeti ve lobisi yapmış olsaydık emin olunuz Somali’deki insani yardımlar üzerinden elde ettiğimiz pozitif imajı pozitif algıyı elde etmemiz mümkün olmazdı. Afrika açılımımızın bu felsefi özünü muhafaza edeceğiz. Bu felsefi öz ayrı zamanda bizin kültürümüzün ve bizim medeniyetimizin insani özüdür bunu hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz.”
2005’DE 12 OLAN BÜYÜKELÇİLİK SAYIMIZ BUGÜN İTİBARİYLE 34’E YÜKSELDİ
Afrika’da 2005’de 12 olan büyükelçilik sayısının bugün itibariyle 34’e çıktığını vurgulayan Davutoğlu konuşmasına şu sözlerle devam etti; “O zaman bizi eksen kayması ile suçlayanlara dönüp 8 yıl içinde hazırlıklar tamamlandı ve 4-5 yıl içinde 22 büyükelçiliği açacağız deseydik bugün bize hitaben bizim haddimize mi diyen zihniyet o zamanda 'nasıl açacağız bu bizim haddimize mi' diye soracaktı. 'Niçin başkalarını rahatsız edeceğiz Afrika’da' diye soracaklardı. 4-5 yılda 22 büyükelçilik açacağımıza inanamayacaklardı. Açtık. 2008 yılında Afrika birinci zirvesi yapıldığında 12 büyükelçiliğimiz vardı. Bugün 5 yıl sonra 34 büyükelçiliğimiz var. Kendine güvenmeyenlerin zihinlerinin bile alamayacağı bir gelişme bununla yetinmedik. 25 ticaret müşavirliğimiz var. 9 TİKA koordinatörlüğü var. 23 Afrika ülkesi ile karma ekonomik koordinasyon oluşturduk. 4 ülke ile serbest ticaret anlaşması yaptık inşallah bunu bütün Afrika’ya yayacağız. Bütün Afrika’yı Türk girişimciler için serbest ticaret alanı yapmaya kararlıyız. 10 ülke ile yatırımları karşılıklı destekleme anlaşması, 17 ülke ile iş konseyi kuruldu ve en önemlilerinden birini söylüyorum 35 noktada THY’nin uçuşu var. Dışişleri Bakanlığı planlamayı yapar ve hükümetimiz bu planlamayı onaylar. Başbakanımız talimatı verir, 34 büyükelçiliğe çıkarız. 22 yeni büyükelçilik açarız. Ekonomi Bakanlığımız 25 ticaret müşavirliği açar. Hukuki altyapısında eksiklik neyse bütün ülkelerle oturup bunu tamamlarız. Afrikalı muhataplarımızla bakanlarla oturduğumuzda anlaşmalarda neler eksik, iş adamaları gittiğinde hangi hukuki garantilerle oraya gidecek.”
Yorum Gönder