İlk metroyu getiren CHP'dir

Kimliği, inancı ne olursa Türkiye’deki bütün yurttaşları kucakladığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Herkesin benim başımın üstünde yeri var. Hiçbir yurttaşımı ötekileştirmeyeceğim, herkesi kucaklayacağız. 'yurtta barış, dünyada barış' diyeceğiz" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, güzel bir ülkede kardeşçe yaşamayı hedeflediklerini dile getirerek, "O başçalan bizi bölmek istiyor, ayrıştırmak istiyor. Bölünmeyeceğiz, kavga etmeyeceğiz, beraber güzel bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Bizim bir hedefimiz var, bir idealimiz var. Her evde tencere kaynasın, her evde barış olsun, her evde huzur olsun, herkes iş, herkes güç sahibi olsun" diye konuştu.

Kastamonu'nun en çok göç veren illerden biri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu,   doğup büyüdükleri yerde yaşamak isteyen insanların iş bulmamaları nedeniyle büyük kentlere göç ettiklerini anlattı.

Kılıçdaroğlu, belediye başkan adaylarının görevlerinden birinin yeni istihdam alanları yaratmak olduğuna işaret ederek, "Bizim belediye başkanımız inşallah göreceksiniz, Kastamonu’yu bir marka haline getirecek. Kastamonu bu bölgenin en güzel kentlerinden birisi, yeşilliği var, güzel doğası var, yeşilin bütün tonlarını Kastamonu’da görmek mümkün. İnsanları güzel, Çalışkan. her şeyi her başarıyı gerçekleştirebilirler" şeklinde konuştu.

Alandaki bir pankartta "Hırsız var" diye yazdığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Onun kim olduğunu herkes biliyor değil mi? Biz daha iyi bir yerel yönetim seçimi yapalım diye yola çıktık. Yerelde iktidar olalım diye yola çıktık. Bize diyorlardı ki 'CHP yerel yönetimlerde ne yaptı?' Söyleyeyim, Türkiye’ye ilk metroyu getiren parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Kentsel dönüşümü yerinde yapan, oradaki yurttaşları varoşlara sürmeyen, kentin rantını hak sahibine veren parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. İlk tercihli yol sistemini getiren parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. İlk tanzim satış mağazalarını getirip yurttaşın ucuz mal almasını sağlayan parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. İlk halk ekmek fabrikaların kuran partidir Cumhuriyet Halk Partisi. İlk kez çocuklarımıza ilköğretimde bedava süt dağıtan parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. İlk kez suyu vatandaşa bedava verdiği için yargılanan ‘Sen neden bedava veriyorsun?’ diye hapse atılan belediye başkanı Cumhuriyet Halk Partilidir. Hiç şüpheniz olmasın, yerel yönetimler bizim işimizdir. Daha ucuz, daha güzel bir hayatı CHP’li belediyelerin olduğu yerde vatandaşlarımız yaşadılar ve yaşıyorlar."

Türkiye'nin iyi bir süreçten geçmediğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Türkiye’de açıkça halk soyuluyor. Soyan kişiyi biliyorsunuz. Geçen bunun bir mitingi olmuş, bu zatın. Bir vatandaş da ‘Bir gideyim, bu kadar yolsuzluk, hırsızlıktan sona ne anlatacak’ diye. Bir bakmış ceplerine cüzdan gitmiş. Tabi ‘Hırsız var’ diyemiyor, derse dayak yiyecek. Türkiye’nin geldiği hali biliyor musunuz, öğreniyor musunuz? Böyle bir tablo olabilir mi? Size sözüm var, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında ilk 4 ay içerisinde çıkaracağımız kanunun adı 'Siyasi Ahlak Kanunu' olacak" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, ahlakın çok önemli bir kavram olduğunu dile getirerek, "Bütün dinlerin ortak alanı ahlaktır. İnsanlık tarihine bakın bütün dinlerde ortak alan ahlaktır. Ahlaklının güzeli, güzel ahlaklı olan herkesin başımızın üstünde yeri vardır. O nedenledir ki utanma duygusu sadece insana özgüdür ve ahlak adaletle beraber anılır. Adalet bir kutup yıldızı gibidir, bütün dünya onun etrafında döner. Adalet bu kadar önemli kavramdır. Siyaseti ahlak üzerine inşa etmediğiniz zaman bir başka gerçek ortaya çıkar. O gerçekte şudur, siyasetçinin zenginleştiği ortamda halk fakirleşir. Türkiye’nin de yaşadığı budur" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Diyordu ki, ‘Ben yırtık ayakkabıyla siyasete girdim’ O zaman şu soruyu sormayacak mıyız?  Arkadaş sen yırtık ayakkabıyla siyasete girdiysen nasıl oldu kısa sürede dünyanın en zengin başbakanlarından biri oldun?’ Sormayacak mıyız? Mücadeleyi beraber yapacağız. Bunun yolu halktan geçer, sizden geçer. Beraber mücadele edeceğiz. Bütün annelere sesleniyorum, çocuklarınızı nasıl seviyorsanız ülkenizi de öyle sevdiğinizi biliyorum. Bu ülkeyi güzel bir ülke yapalım, bu ülkeyi yaşanabilir bir ülke yapalım. Bu ülkede Berkin'ler, bu ülkede Ayaz bebek ölmesin. Bu ülkede çocuklar ölmesin, bu ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmesin, bu ülkede anneler çocuklarını sabahleyin iki yanaklarından öperek güler yüzle okula göndersinler, bu ülke hepimizin ülkesi."