1 Aralık Dünya AIDS Günü

Hamzaoğlu, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, HIV/AIDS enfeksiyonunun 1980'li yıllardan itibaren din, dil, ırk, cins ve ülke ayrımı yapmadan hızla yayılmaya devam ederek, dünya çapında salgın boyutuna ulaştığını belirtti.

Hamzaoğlu, 1990'lı yılların başlarından beri bulaşmanın pek çok ülkede en sık korunmasız cinsel temas, ikinci sıklıkta ise damar içi madde kullananların ortak paylaştığı enjektörler nedeniyle olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"HIV enfeksiyonu sadece erişkinleri değil, bebek, çocuk, genç, yaşlı herkesi tehdit edebilen, henüz virüsü tam olarak vücuttan atmayı sağlayabilecek tedavisinin ve aşısının bulunmadığı bir hastalıktır. Kullanılan ilaç tedavisi ile HIV/AIDS hastalığından ölümler azalmış, ölümcül bir hastalık olmaktan çıkıp yaşam boyu ilaç kullanımını gerektiren bir tür kronik hastalığa dönüşmüştür. Bütün bu durumlar göz önüne alındığında, önlenebilir bir hastalık olan HIV/AIDS ile mücadelenin en etkili yolu, korunma önlemlerini uygulamaktır. Tek eşliliğin yanı sıra riskli cinsel temasta doğru kondom kullanımı, hastalığın cinsel yolla bulaşmasına karşı en güvenli ve basit korunma yoludur."

AIDS Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı UNAIDS 2013 yılı raporuna göre, dünyada 2012 yılı içinde 2 milyon kişinin HIV'e yakalandığının tahmin edildiğine dikkati çeken Hamzaoğlu, şunları kaydetti:

"Yine aynı raporda dünyada 35,3 milyon HIV taşıyıcısının bulunduğu ve 2012'de 1,6 milyon kişinin AIDS nedeni ile öldüğü tahmin edilmektedir. Sağlık Bakanlığı'na 2012 yılı Haziran ayı itibarı ile toplam 6 bin 802 HIV pozitif kişi bildirimi yapılmıştır. Vakaların yüzde 70'ini erkekler oluşturmaktadır. Ülkemizde bulaşma yüzde 56 ile en sık cinsel yolla olmakta, ikinci sırada ise yüzde 1,9 ile damar içi madde kullanımı gelmektedir."

Hamzaoğlu, Birleşmiş Milletler bünyesindeki ve ayrıca uluslararası kuruluşların da yer aldığı HIV-AIDS Birleşmiş Milletler Ortak Programı tarafından bu yıl 1 Aralık Dünya AIDS Günü'nün ana temasının, 'sıfır yeni vaka, sıfır ayrımcılık, sıfır AIDS'e bağlı ölüm' olarak seçildiğini belirterek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Virüsün bulaşma yolu temelde vücut sıvıları ile olmaktadır, bu nedenle kan, meni gibi virüsün daha yoğun olduğu vücut sıvılarının iletiminde yeri büyüktür. Tükürük, ter, gözyaşı ve idrar gibi vücut sıvılarında virüs bulunmamaktadır. Bu nedenle öpüşmek, tokalaşmak, ortak duş ve banyo alanlarını ve tuvaletleri kullanmakla bulaşmaz. Korunmasız cinsel ilişki, HIV enfeksiyonunun en sık bulaşma şeklidir. Kanda virüsün yoğun miktarda bulunması nedeni ile virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri ile hastalık bulaşabilmektedir. HIV enfeksiyonu gebelik süresince, doğum sırasında vücut sıvıları ve emzirme sırasında süt ile bebeğe geçebilmektedir. HIV enfeksiyonu önlenebilir bir hastalıktır ve diğer hastalıklarda olduğu gibi korunma önlemleri tedaviden çok daha etkili ve ucuzdur."