Karadeniz fındıkla ilgili bildiğini unuttu
banner40

banner39

Karadeniz fındıkla ilgili bildiğini unuttu

06 Eylül 2014 Cumartesi 10:08

Fındık rekoltesinin yarıya düşmesi, Karadeniz halkına bildiklerini unutturdu. Fındığı yetişmeyen üretici başkasının fındığını topluyor, hammadde bulamayan sanayici zorda, satıcı yeni bağlantı yapamıyor.

Karadeniz fındıkla ilgili bildiğini unuttu
 Türkiye’de fındık Orta ve Batı Karadeniz bölgelerinde yetiştiriliyor. Dünya fındığının yüzde 75-80’nini sağlayan Türkiye’nin yıllık üretimi 700-800 bin ton civarında. Bunun 600 bin tonu ihraç ediliyor.

100-150 bin ton da iç tüketimde kullanılıyor. Türkiye’de 16 çeşit fındık yetiştiriliyor. Bu 16 çeşit arasında Giresun, palaz, çakıldak, badem ve kara fındık çeşitleri kalitesi ve yaygınlığıyla öne çıkıyor.

Dünyanın en kaliteli fındığı ise bölgedeki doğal iklim sayesinde Giresun fındığı. Fındık çeşitleri bütün dünyada Giresun fındığı ve levand olarak anılıyor. Yani Giresun fındığı ve diğerleri. Yağ oranı, besin değeri, omega 3 oranı gibi 25 ayrı kriter kullanılan ölçümler, Giresun fındığını dünyanın en kaliteli fındığı yapıyor.

Bu yıl fındık sektörü olumsuz hava koşulları nedeniyle hayli sıkıntılı günler geçiriyor.

Fiyatı ikiye katlandı
30 Mart'ta yaşanan don, fındık rekoltesini yarıya düşürdü. Trabzon, Giresun ve Ordu’da 300 metre rakımın üzerinde fındık yetişmedi.  Rekoltenin düşük olması fındık fiyatlarını ikiye katladı. Geçtiğimiz yıl kilosu 6 lira olan kabuklu fındık, bu yıl 13 liraya kadar yükseldi.
Bölgede yüksek rakımlarda fındık üreterek geçinen aileler, düşük rakımlara fındık toplamaya indi. Alivre adı verilen sistemle çalışan tüccarlar ise zorda. Alivre, yılbaşı itibariyle o yılın fındık fiyatının önceden tahmin edilerek yapılan anlaşma. Örneğin, yurt dışındaki büyük bir çikolata üreticisi ve fındık alıcısı firma Giresun veya Ordu’daki tüccarlardan fındık talebinde bulunuyor. Tüccar da o yıl fındığın rekolte durumunu tahmin ederek yurt dışındaki alıcıyla anlaşma yapıyor. Geçtiğimiz yıl ortalama 6 liradan satılan fındık için tüccarlar, 5-6 lira arasında anlaşma yapmış. Bu yıl ise 7 lira civarında anlaşma sağlandığı söyleniyor. Ancak fındığın fiyatı 13 liraya yükselince tüccar zarar etti.
Fındık sanayicisi ise bölgede ikiye ayrılıyor. Elinde stoğu olanlar veya olmayanlar. Elinde stoğu olanlar kısmen rahat. Stoğu olmayanlar ise bu fiyattan fındık almak zorunda. Sanayici, bu fiyattan alacağı fındığı nasıl satacağını düşünüyor.

Rekordan hüsrana
Bu yıl çiçekleme döneminde fındıkta hasılat rekoru beklendiğini anlatan Keşap Fındık Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Şahin, 30 Mart'ta yaşanan don afetinin fındığı mahvettiğini, 300 rakımın üzerindeki her yerde fındık üretimini etkilediğini söyledi. Şahin, fındık üretimi yapılan 14 il ve 130 ilçede araştırma yaptıklarını, bazı ilçelerde üretimin 100-150 rakıma bile düştüğünü ifade ederek: “Sadece Trabzon’un Arhavi, Arsin ve Yomra ilçelerinde 450 metrede fındık görebildik. Bunların dışında 300 metrenin üzerinde bu yıl fındık yetişmedi” dedi.
Bu yıl gözlemlerine göre 350-400 bin ton fındık üretimi yapılacağını vurgulayan Başkan Şahin, bunun fındığın fiyatını ikiye katladığını belirtti. Şahin sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçtiğimiz yıl 6 liradan satılan fındık bu yıl 12-13 liraya kadar yükseldi. Fındığın bu yıl fiyatının ise 7.5 lira civarında olması gerekiyordu. 7 liranın üzerindeki fındık üreticiye ve sanayiciye yaramaz. Pahalı fındığı kimse yemez. Bu da çiftçinin lehine değil aleyhine olan bir durum. Bu nedenle fındık fiyatlarında bir istikrar sağlanmalı ve çiftçi de sanayici de önünü görerek üretim yapabilmeli”.
İstikrar için stok şart
Mustafa Şahin, fındıkta fiyat istikrarının nasıl sağlanacağı sorusuna ise şöyle cevap verdi:
Fındıkta fiyat istikrarı sağlanamıyor. İstikrar için stok yapmak lazım. Buna da kamu otoritesinin el koyması gerekiyor. Lisanslı depoların yapılması ve lisanslı depoculuk yapılması gerekiyor. Lisanslı depoculuk başlatılması için bir takım çalışmalar yapılıyor. 17 bin tonluk bir depo yapımına başlanacağı söyleniyor. Ancak bu Giresun’un üretiminin yüzde 20’si bile değil. Yani yetersiz. Depo 300-400 bin tonlara ulaşmalı ki, fındıkta istikrar sağlanabilsin. Özel sektörde büyük firmalar 30 bin tona kadar depolar yaptılar. Ancak yeterli değil. Depoculuk spekülatif hareketlerin önüne geçecek ve ürün teminini kolaylaştıracaktır.”
Şahin, devletin politikasını da eleştiriyor. Çiftçiye desteğin arazinin boyutuna göre verildiğini anlatan Şahin, şu anki sistemin çiftçiyi tembeliğe ittiğini, çiftliğe değil çiftçiye destek verilmesi gerektiğini vurguladı.

Çiftlik değil üretim desteklensin
“Devlet üretimi desteklemeli. Kaliteli üretime destek vermeli. Kırsalda kalıp arazisinin başında durana, daha kaliteli üretim yapmaya çalışana destek verilmeli. Verimi artırmayan, fındık bahçesine yatırım yapmayan, yatırım yapanla aynı desteği almamalı. Bu fındıkta üretim kalitesini artıracaktır.
Eğer destekleme bu şekilde devam ederse 20 yıl sonra bu alanların hepsi boşalır. Çünkü çiftçinin yaş ortalaması 55. Arkadan kimse gelmiyor. Gençlere fındık üretimi öğretilmedi. Çiftçilik para kazandırmadığı için herkes çocuğunu başka işlere yöneltti. Şimdi yüzlerce fındıklık boş duruyor. Sahipleri büyük şehirlerde başka işlerde çalışıyor, fındığını yarıya veriyor. Kendi işinin başında durup, tarlasıyla uğraşmadığı içinde verim çok düşük oluyor.
Örneğin fındık üreticisi İtalya’da da destekleniyor. Ancak bu desteği alması için örneğin; 7.5 dekar alandan 3.5 ton fındık alması gerekiyor. Aksi takdirde devlet desteği kesiyor. Yani devlet kaliteli üretimi destekliyor.
Çiftçinin arazisine yeteri kadar yatırım yapmadığını ve kendisini geliştirmediğini vurgulayan Mustafa Şahin: “Birlik başkanı olarak hergün aldığın telefonun yüzde 99’u, ‘destekleme parasının ne zaman ödeneceği’ şeklinde. Kimse beni arayıp da yıl içinde fındığın fiyatı kaç lira olur diye sormuyor. Bahçeye gittin mi, gübreyi ilacı zamanında attın mı diye sorduğumuzda bir sürü bahane üretiyor.”
‘Fındığın başına gelmeyen kalmadı’

Ünye’de bulunan en büyük sanayi tesisi Dost Fındık’ın yöneticisi Mert Atik, aile şirketinin başında. Babası ve amcasının kurduğu şirketi sürdüren gıda mühendisi Atik, stoklu çalışmayan sanayicinin artan fiyatlar nedeniyle üretimin yavaşladığını anlattı. 
Atik, dondan sonra fındığı Ordu Ünye bölgesinde sert rüzgarların vurduğunu, şiddetli yağışların da fındığın sadece rekoltesinin değil, kalitesinin de düşmesine neden olduğunu belirtti. Bunan doğal olarak ihracatın çok ciddi etkilendiğini ifade etti. 
Bölge için hayat demek
Ordulu Fındık Broker’ı Osman Çakmak ise, Orta Karadeniz’de yaşanan don afetinin Batı Karadeniz’i vurmadığını, tüccarların eksiğini Batı Karadeniz’den tamamlamaya çalıştığını anlattı. Fındık brokerı, alıcı ile satıcıyı bir araya getiren kişi. Fındık alım-satımı yapan kişilerin bir araya gelmesini sağlıyor.
Fındığın bu bölge için hayat demek olduğunu söyleyen Çakmak, üreticinin hammadde bulmakta zorlandığını söyledi. Hem sanayicinin hem de tüccarın, hem de fındık çiftçisinin bu doğal afet karşısında desteklenmesi gerektiğini ifade eden Çakmak, aksi takdirde bölge ekonomisinin can damarı olan fındığın kıtlığının ekonomiyi kötü etkileyeceğini belirtti.
Şu anda fındık fiyatlarının aşırı yükseldiğini anlatan Cakmak, bu fiyat yüksekliğinin sadece stokçulara yaradığını, üreticiye veya sanayiciye bir faydası olmadığını vurguladı.
Günlüğü 50 lira
Fındık üreticisi 38 yaşındaki Mehmet Kolcu Ünyeli. Kendi bahçesinde fındık yetişmediği için aşağı bölgelere ailesiyle birlikte fındık toplamaya indiğini anlatıyor.

Babası Abdullah Kolcu ve alenin diğer fertleriyle birlikte 29 kişilik bir fındık toplama grubu bahçede durmaksızın çalışarak fındık topluyorlar. Fındık toplamanın zor bir iş olduğunu söyleyen Kolcu'ya göre, bir işçi günde 150 kilo kadar fındık toplayabiliyor bunun karşılığında da günlük 50 lira kazanıyor.
Peki fındık nasıl toplanıyor? 
“Önce fındık ağaçları silkelenerek fındıklar yere düşürülüyor. Yere düşen fındık da elle toplanarak çuvallarda biriktiriliyor. Çuvallarda biriktirdiğimiz fındığı da patoz makinasına atıp yeşil kabuklarından ayıklıyoruz. Sonra fındığı kuruması için güneşe seriyoruz.”
Fındığın toplanması titizlik de gerektiyor. Abdullah Kolcu, eskiden güneydoğudan da işçilerin hasata geldiğini ancak fındık ağacını tanımadıkları için dallara zarar verdiklerini anlatıyor. Ancak bu sene fındık olmadığı için başka bölgeden işçiye de gerek kalmamış.
Kaynak: Al Jazeera
banner5

Yorum Gönder

@name x